Promosyonu geri ödemeyin!



Bir kaç yıl önce Milli Eğitim Bakanlığı’nın bir gariban öğretmeniydim. Şimdi de garibanım. Hatta şimdi daha garibanım. Zira öğretmenken en azından haftada 3-4 kere tıraş oluyordum. Takım elbise ile geziyordum ortalıkta.
Konu bu değil aslında. Anlatmak istediğim konu öğretmen olarak çalıştığım Bolu’da 2011 yılının Ocak ayında Ziraat Bankası ile Bolu İl Milli Eğitim Müdürlüğü (BİMEM) arasında maaş protokolü imzalanmıştı. Buna göre kişi başına 792 TL kadar bir promosyon ödemesi yapıldı.
Gel gelelim ben 2012 yılının başında öğretmenliği bıraktım ve Abant İzzet Baysal Üniversite’sinde çalışmaya başladım. 2012 yılının Temmuz ayında sıcak bir günde serin bir yazı elime geçti. Yazıda şu ifadeler yer alıyordu:

20Temmuz2012_01

Ben tabii her gariban vatandaş gibi devletime sadık bir kafayla önce ödemeyi düşündüm. Nihayetinde haksız kazanç elde etmişim. Büyüklerim öyle diyorlar. Sonra bir google taraması yaptım. Aynı olayın başına geldiği kişiler var mı diye baktım. Damdan düşenin halinden yine damdan düşen birisi anlar. Kimisi “ödemeyin” diyor, kimisi “kuzu kuzu ödeyeceksin” diyor. Kafam karışmıştı.

Sonra aklıma mahkeme kararının sadece tarafları bağlayacağı, BİMEM’in yazıda bahsettiği 478,89 TL parayı geri ödemem için bana da dava açması gerektiğini düşündüm. Sonra “acaba ödesem mi?” dedim.

Gözlerimi kapadım. O gün o parayı ne ödeyecek gücüm vardı, ne de niyetim. Evrakı “Okudum.” diyerek imzalayıp idareye geri gönderdim.

“Aradan dört ayı aşkın bir süre geçmesine rağmen…”

Aylardan Kasım. Kasımın son gününde odama 4-5 sayfalık yeni bir yazı geldi. Gelen yazının taramalarını aşağıda verdim. Ancak yine de özü şu:

  1. Aradan dört ayı aşkın bir süre geçmesine rağmen personeliniz cevap vermedi.
    Meali: Burada Guns’n Roses mı türkü söylüyor?
  2. Biz bankadan aldığımız promosyonu personele dağıtacağımıza dair bir şey söylemedik. Ama dağıttık.
    Meali: Açlıktan nefesiniz kokuyordu da acıdık, verdik! (Başbakanlık genelgesinden bihaberiz…)
  3. Promosyonu üçer aylık periyotlar halinde dağıtacaktık ama biz bir defada peşin olarak dağıttık.
    Meali: İnsanlık ettik. Karşılığı bu mu olmalıydı? Nankör! (Promosyon ihale şartnamesinde ne dediğimizi unuttuk!)
  4. Haksız kazanç elde ettin! Geri ödemeni bekliyoruz. Hak yiyorsun, ona göre…
    Meali: Yasal yollardan alamayacağımızı biz de biliyoruz. Bari vicdan yapalım dedik.
  5. Bak kardeşim! Eğer sen şimdi bana haketmediğin (!) kısmı geri ödersen, gittiğin kurumdan da almaya hak kazanacaksın.
    Meali: Biz böyle yapmıyoruz ama belki senin kurumun bizden insaflıdır.
  6. Ödeyeceksen öde, ödemeyeceksen mahkeme yoluyla yasal faiziyle ve mahkeme masraflarıyla tahsil ederim.
    Meali: Biraz da korkutalım. Belki bu işe yarar…

BİMEM tarafından gönderilen yazıyı ve eklerini aşağıdaki resimlerde okuyabilirsiniz.

sayfa1

sayfa2of4

sayfa3of4

Artık ümitlerim suya düşmüştü. Devletten kaçılmaz. Şeriatın kestiği parmak acımazdı. Ne yapalım? Dar günümüzde işimize yaramıştı o para. Şimdi borç almışım da alacaklısına iade edecekmişim gibi düşünüp kendimi teselli etmeye çalışıyordum.

Sonra bir avukata danışayım dedim. Bir tanıdık aracılığıyla bir avukatın ofisine vardım. Ancak avukat bey, sağolsun, pek ilgilenmedi. Haksızlık etmeyeyim, merhaba dediğimde merhaba demişti. Bir de derdimi anlatmaya başlayınca yanında çalışan yeni avukat bir bayanın odasına yönlendirdi. Daha ne yapsın?

Hanımefendi elimdeki yazıları okudu. Ve sonra bana döndü:

“Bence en güzeli, bu meblağı ödemeniz olacaktır. Ellerinde mahkeme kararı var. Emsal teşkil eder. Sonra, siz kendinizi savunmaya yetecek kadar bilgili misiniz? Bir avukata vekalet verseniz, hiçbir avukat bu iş için 1500 TL’den az istemez. Mahkemeyi kazanacağınız da kesin değil. Kazansanız bu meblağın 2-3 katını avukata vereceksiniz. Kaybederseniz karşı tarafın da avukatlık ücreti ve mahkeme masrafları size kalacak. En iyi yol ödemeniz.”

Teşekkür edip yanından ayrıldım. Havlu atmaya karar verdim. Artık biryerlerden, borç-harç, bulup ödemeyi yapacaktım.

Araya hafta tatili girmişti. Düşünmeye başladım. Durumu kendi lehime çevirmenin yollarını arıyordum.

Sonunda “Tamam, ödeyeceğim ama bu kadar parayı (sanki çok para) bir kerede ödeyemem, ben 12 taksitte ödeyeyim.” demenin yollarını araştırdım. Bunu yapabileceğimi öğrendim.

Aralık ayının ilk haftası idi… Günlerden Çarşamba. Bilgisayarımda tertemiz bir belge açtım. Bahsettiğim minvalde birşeyler geveleyecektim. En azından zaman kazanacaktım.

İşte O An!

Şimşekler çaktı bir anda etrafımda. Gelen yazıda mahkeme kararı da mevcuttu. Bir kez daha okumaya karar verdim. Olan oldu. O andan itibaren garibanlıktan kahramanlığa doğru çok hızlı bir metamorfoz gerçekleşti bünyemde. Evet, kahramanlık yapacaktım. Ömrümde ilk defa mahkemeye çıkacaktım. Çok heyecanlıydı. Kaybedersem de problem değildi. Bu arada idari mahkemeler televizyondaki gibi değil galiba. Herşey kağıt üzerinden yürüyormuş. Öyle dediler. Aşağıda mahkeme kararını bulabilirsiniz.

mk01 mk02 mk03

Önce mahkeme kararının bilinçli bir şekilde yanlış yorumlandığı gözüme ilişti. Zira mahkeme konusu kısaca şuydu:

Düzce’den Bolu’ya tayin olan bir ilköğretim müfettişi Düzce’de aldığı promosyonun bir kısmını geri ödemiş. Bolu’ya gelince de promosyonun yine alabileceği kısmını BİMEM’den istemiş. Fakat bana haktan hukuktan bahseden babalar, “Hocam, biz peşin dağıttık valla. Şimdi sana promosyon veremeyiz.” demiş. Yer mi Anadolu çocuğu? Gitmiş BİMEM’i mahkemeye vermiş. Kazanmış da.

Ama bana anlatılan ve “-miş” gibi gösterilen mahkeme kararı aslında kendilerinin yaptığı usulsüzlüğün vesikası olmuş. Ama ilk yazıda bana böyle göstermediler. İkinci yazıya ek olarak gönderdiklerinde bunu anladım.

Sonra mahkeme kararında geçen yasa maddelerini internetten açıp okudum. Bir arkadaşım promosyon ödemeleriyle iligli bir Başbakanlık genelgesinin olduğunu söylemişti. Onu indirdim, okudum.

Bundan sonrası edebiyat, dilbilgisi, noktalama işaretlerinin göreviydi. Kafamda bir fikriyat tezahür etti. Yazdığım yazıyı kontrol etmesi için ve mümkünse nelerin eklenebileceği hususunda bana yardımcı olması için ağabeyime gönderdim. Kendisi hukukçu değil ama, bir avukatın yazabileceği bir savunmadan bile daha güzel bir hale getirmiş benim yazdıklarımı.

Yazdığım yazıyı ve ekleri buradan paylaşıyorum. Olur da sizin de başınıza böyle bir durum gelirse aldığınız promosyonu ödemeyin. Onu size banka veriyor. İsteyecekse o ister. Kurumlar burada üçüncü taraf durumunda kalıyorlar. Mantıklı davranan biri bu paraya göz dikmez. Ama durum başka tabii ki. Kendi usulsüz davranışlarını izale etmek için böyle bir yola gidiyorlar.

Ayrıca sormak istediğim bir soru da şu: Ben okulda çalışırken askerlik hizmetini öğretmen olarak yapan ve promosyon anlaşması yapıldıktan sonra gelen bir arkadaşıma promosyon ödemeyeceğini belirten de aynı yönetim. Acaba bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Kendim verdim cevabımı. Yazının rengi birşeyler ifade ediyordur zaten sizlere…

İŞTE O YAZI

ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜNE

 İlgi            :  Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörlüğü’nün 29.11.2012 tarih ve 200-9219/12521 sayılı yazısı

 Bolu İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından gelen yazıda, Bolu İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile Ziraat Bankası Bolu Şubesi arasında yapılan maaş ödeme sözleşmesi gereği tarafıma ödenen promosyon bedelinin 23 aylık dönemine ait 478,89 TL olan kısmının, sözleşme geçerlilik süresinden önce kurumdan ayrıldığım gerekçesiyle kuruma iade edilmesi istenmektedir.

 Bankacılık uygulamasında promosyonlar, ilk olarak kurum personelinin maaşlarının bankada bulunacağı sürede bankanın elde edeceği gelir beklentisine karşılık verilmektedir. Çünkü kurumlar, personelinin maaşlarını toplu olarak, maaşların ödenmesinden belli bir süre evvel anlaştığı bir bankaya vadesiz olarak yatırmakta ve bankalar da bu sürede vadesiz bekleyen bu paradan vadeli mevduat faizi ödemediği için kâr elde etmektedir. İkinci olarak elde edilecek gelir bakımından daha önemlisi bu protokol süresi içerisinde bankalar kurum personeline çeşitli bankacılık ürünlerini (kredi kartı, konut kredisi, taşıt kredisi, vb) pazarlamakta ve bu ürünlerden elde edeceği gelir beklentisiyle o kuruma bir takım kazandırma hükümleri de içeren bazı anlaşmaları yapmaktadırlar.  Promosyon uygulamaları ile kapsamlı ve net bir yasal düzenleme mevcut olmadığından dolayı, promosyon tutarları kurumdan kuruma, bankadan bankaya göre farklılık arz etmektedir. Nitekim Ek (b) yazısı ve ekindeki şartname içeriği incelendiğinde açıklamalarımı teyit ettiği ortadadır.

Yine aynı ihale şartnamesindeki ihale kararı itibariyle 2.515 personelin olduğu, bu personele ait aylık 5.000.000,00 TL nakit akışı açık olarak yazılıdır. Ancak ihaleyi alacak olan banka ile yapılacak anlaşma döneminde tayin edilen, işten ayrılan, emekli olan ve sair sebeplerle kurumla ilişiği kesilen veya tayin yoluyla katılan, yeni ataması yapılacak personele ait yapılacak ödemelerin bir öngörüsü olmadığı gibi bu gibi durumlar için herhangi bir tedbir şartı da yoktur.  Hâlbuki Bolu İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün her yıl ve hatta her eğitim – öğretim döneminde yaşadığı muazzam atama yoğunluğu dikkate alındığında, kurumun personelini mağdur etmeyecek ek düzenlemelere şartnamede yer vermemesi veya tedbir almaması tamamen kurumun kusurudur.

Ayrıca Ek (c) protokol anlaşmasında, ayrılan personelin promosyon ödemesinin geri ödemesine ilişkin herhangi bir madde bulunmamaktadır. Bolu İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün, görevden ayrılma veya çeşitli sebeplerle görev yerinin değişmesi durumunda ilgili personelin promosyon ödemesini geri ödeyeceğine dair herhangi bir tebliği de bulunmamaktadır.

Promosyon ödemesi, her ne kadar kurum ile banka arasında bir protokole binaen elde edilse bile, banka ile mudi arasında gerçekleşen bir uygulamadır. Bankanın tarafıma yaptığı ödeme ile kurumun bütçesinde herhangi bir daralma söz konusu değildir. Eğer promosyon ödemesinin iadesi isteniyorsa bunu bankanın istemesi gerekir. Promosyon ödemelerinin temellendirileceği bir kanun da bulunmamaktadır. Dolayısıyla, kurumun, benden, bankanın bana ödediği promosyon bedelinin iadesini istemesinin hiçbir zemini yoktur.

Sakarya 1. İdare Mahkemesi’nin 2011/1418 esas ve 2012/215 sayılı kararı, söz konusu iptale konu işlemin uygulanmasına dayanak olan sözleşmenin tamamının ya da ilgili maddesinin iptali sonucunu doğurmayacağı gibi, sadece dava açan personel açısından hüküm ve sonuç doğuracaktır.

Ancak Bolu İl Milli Eğitim Müdürlüğü, davalı olduğu mahkeme kararını emsal göstermeye çalışmakta ve tarafıma ödenen promosyon tutarını geri istemekle hak iddiasında bulunmaktadır.

Ek (b) ihale yazısına ekli Banka Promosyon İhale Şartnamesinde, “Banka kuruluş personeline kişi başına eşit miktarda promosyon öder.” ve “Dağıtılacak promosyonlar, ilgili banka tarafından personel adına açılan hesaba, her personel için ilk maaş ödemesinde, bir defada peşin olarak aktarılacaktır.” hükümleri yer almaktadır.

Buna rağmen, Bolu İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün 19/11/2012 ve 18517 sayılı yazısının sekizinci paragrafındaki “…Tarafınıza ödenen promosyon bedeli üç aylık dönemler halinde ödenmesi gerekirken 3 yıllık olarak toplu ödenmiştir. Ziraat Bankası ile Müdürlüğümüz arasında yapılan 02/12/2010 tarihli protokolde üç yıllık yapılmış olup, protokolde Müdürlüğümüze ödenen promosyonun personelimize dağıtılacağına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak buna rağmen Müdürlüğümüz promosyonu personele dağıtmıştır…” ifadeleri hem kurumun ihale şartnamesinde yer alan “peşin olarak ödenecektir” hükmüne hem de Ek (a) Başbakanlık genelgesine aykırılık teşkil etmektedir. Bu şekilde kurum, kendi uygulamaları ile çelişkiye düşmüştür.

Sakarya 1. İdare Mahkemesi, ilgili kararının 5. ve 6. paragraflarında;

  • Tayin ve benzeri durumları ile görev yeri değişen personelin haklarının koruyucu tedbirlerini almaması,
  • Yeni personelin bankadan sağlanan “ek mali imkânlardan” yararlandırmayı sağlayacak tedbirleri almaması,
  • Ödemelerin üçer ya da altışar aylık periyotlar yerine bir defada peşin ödenmesi,
  • Protokol imzalandıktan sonra protokol süresi içerisinde çalışmayan personelden tahsile yönelik herhangi bir işlemi olmaması,
  • Mağduriyetlerin önlenmesinin kurum idaresinin sorumluluğu olduğu

yönlerinden davalı kurumu eleştirmiş ve kusurunu açıkça ortaya koymuştur.

Ancak Bolu İl Milli Eğitim Müdürlüğü, mahkemenin kusurlu bulduğu, protokol süresi içerisinde kurumdan ayrılan personelden tahsil edilmesine yönelik işlemi olmaması yönündeki ifadeyi, mahkemenin verdiği bir karar olarak yorumlamış ve çalışmayan personelden tahsil edileceği hükmüymüş gibi çarpıtarak tarafıma tebliğ etmiş, uygulamayı bu şekilde sürdürmüştür. Mahkemenin kararında ise, çalışmayan personelden tahsil edilmesi yönünde kesin bir hüküm yoktur.

Anayasanın 125. maddesinin son fıkrasına göre, “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.”. Mahkemenin karar metninde yer alan ve yukarıda zikredilen, kurumun eleştirilen tasarruf ve uygulamaları neticesinde bir zarar meydana gelmiştir. Bolu İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün yönetiminden kaynaklanan hatanın sorumluluğu ve yükümlülüğünü tarafıma haksız şekilde rücu etmeye çalışması, bu yönüyle Anayasa’ya aykırılık teşkil etmektedir.

 Bu hususla ilgili olarak T.C. Kayseri 1. İdare Mahkemesi’nin 2011/940 esas ve 2012/104 sayılı kararının dokuzuncu paragrafında;

  “Davalı idare tarafından davacının daha önce görevli olduğu yerde Akbank A.Ş. aracılığıyla maaş aldığı ve bu banka ile yapılan protokol gereğince promosyonunu aldığı iddia edilmiş ise de, davacının yeni görev yerine atanıp göreve başladığı 06/08/2010 tarihinden itibaren 4 yıl süre ile Halkbank A.Ş. aracılığıyla maaşını alacağı açık olup bu banka ile yapılan sözleşmeden kaynaklanan promosyonun kendisine ödenmesi hakkaniyet gereğidir.”  denilmektedir.

 Bu bağlamda, yukarıda belirtildiği gibi mahkemenin, yeni atanan personele yapılacak promosyon ödemesinin ilgili kurum tarafından yapılmasına karar vermesi emsal teşkil etmektedir. Dolayısıyla Milli Eğitim Müdürlüğü’nün yazısının sekizinci paragrafında geçen “… üç yıllık promosyon bedelini peşin alıp kurumdan ayrılarak fazladan bir mali hak elde ettiğiniz değerlendirilmiştir.” şeklindeki ifade kesinlikle sübjektif ve taraflı olmanın yanı sıra kurumun kendi takdirinden öteye geçmemekte ve mahkeme kararıyla arasında bir ilişki kurulmaya çalışılmaktadır.

 SONUÇ:

  1. İdare mahkemesi kararlarının sadece davacı personel ve davalı kurumu bağlaması,
  2. Sözleşmenin nisbiliği ilkesine göre Bolu İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün, tarafıma kurum tasarrufu ile bir defada peşin ödenen promosyon tutarının tamamı veya bir kısmı üzerinde hak iddiasında bulunamayacağı,
  3. Kurumun, promosyon ödeme usul ve esaslarını, yeni atanan veya görev yeri değişen personeli öngörmeyerek belirlemesi sonucunda personelin mağdur edilmesi ve kurumun zarar görmesi ile neticelenen kusurlarının olması,
  4. Söz konusu kusurların mahkeme kararında da zikredilerek sabit olması,
  5. Anayasa’nın 125. maddesi uyarınca, doğan zararın kurumun kendi eylem ve işlemlerinden kaynaklanması,
  6. Kurumun, kendi eylemlerinden doğan zararını haksız olarak tarafıma rücu etmesi,
  7. Mahkeme kararında protokol süresinde çalışmayan personelden tahsil edilmesi yönünde kesin bir hüküm olmaması,
  8. Promosyon ödemesinin kurum bütçesiyle bir ilişkisi olmadığı ve bu ödemeyi tarafıma bankanın gerçekleştirmesi,

 

sebepleri ve yukarıda yazılan diğer açıklamalar doğrultusunda, Bolu İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün tarafımdan talep ettiği 478,89 TL promosyon bedelini ödemek gibi bir yükümlülüğümün olmadığını ve bu ödemeye itiraz ettiğimi, her türlü yasal haklarım saklı kalmak koşuluyla beyan ederim.

 

Saygılarımla arz ederim.

                                                                                                                           05.12.2012

                                                                                                                         Özkan ÖZLÜ

                                                                                                                                   

EKLER:

a)      2010/17 Sayılı Başbakanlık Genelgesi (1 sayfa, fotokopi),

b)      Bolu Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün 25.10.2010 tarih ve 17945 sayılı yazısı (4 sayfa, fotokopi),

c)      02/12/2010 tarihli T.C. Bolu Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Bolu Şubesi arasında imzalanan Maaş Ödeme Protokolü (2 sayfa, fotokopi).

YAZININ EKLERİ

EğitimBirSen’in benzer bir mahkeme kararı

BİMEM ile Ziraat Bankası arasındaki Protokol

Banka Promosyonu İhale Şartnamesi

Aradan yine 4 ayı aşkın bir süre geçti. Hala ses soluk yok.

Teşekkürler BİMEM! Selamlar!

NOT: 26.09.2014 itibariyle hala bir gelişme yok.


“Promosyonu geri ödemeyin!” için 12 cevap

  1. helal olsun 🙂
    diğer mağdurlara bir örnek olsun diye paylaşımınız da takdire şayan! teşekkürler
    (görmemiz biraz geç olmuş ama güç olmasın)

  2. özkan bey bu olayın aynısı benım başıma geldi.herhangi bir mahkeme kararı da yok ancak küçük çapta yaptığım araştırma da egm size soruşturma açar hem ceza alırsınız hem de paradan olursunuz diyorlar.benım gibi 40 arkadaşım bu konudan muzdarip.

  3. merhaba bizim sözlşmede de promosyonla ilgili bir ifade yok ancak tayın oldum 4 ay geçti ısrarla geri ödeme için arıyorlar.En son hocam biz aramayacagız artık siz yatıracagınız zaman arayın dediler acaba ne olcak yatırsam mı diye düşünmeye başladım

    • Hukuki açıdan bir tavsiyede bulunamam. Ben sadece başımdan geçen durumu ve attığım adımı anlattım. Karar sizindir.

  4. Konu eski ama benim de şu an içinde bulunduğum durum var acaba bankalar eski alışkanlıklarından ders çıkarıp yeni sözleşmede istiyorlar mıdır? Bir bilginiz var mı çalıştığım kurum 3 yıllık sözleşme imzaladı. Ben 3. Ay itibariyle başka yere tayinim çıktı. Ödemem gerekir mi sizce?

  5. Yazınızdan çok sonra yazıyorum bu yorumu inşallah görürsünüz. Dava sonucu ne oldu? Herhangi bir yazı geldi mi daha sonra tarafınıza? Aynı durum benim de başıma geldi yardımcı olabilirseniz çok sevinirim

  6. yıllar yıllar geçmesine rağmen her okuduğumda ve yorumlarda dava açılmadığını yazdığınızı görünce keyiften dört köşe oluyorum nutkum tutuldu ilk okuduğumda hahaha 😀 siz var olun hocam

gülşah için bir cevap yazın Cevabı iptal et